]{ayIP_Cocu]{ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|

YOKLUĞUN BUZ GİBİ SOĞUK
"Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... "Üşüme" diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... "Özledim" deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim. Kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya ...
Geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi içimin, kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı biliyorum...
Seninle suları yeşil bir ırmağın kıyısında buluşmak, saçlarının kokusundan öpmek, içime çekmek ve serin soluğundan içmek, sana sarılmak, kucaklamak, uçmak isterdim…
Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... Bütün dallar kesik... Yokluğun buz gibi soğuk... Üşüyorum... Yüreğim de donmuş sanki. Gözlerimde...
Ateşler içinde bedenim... Öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. Bütün uzuvlarım uyuşmuş. Ezip geçiyor ruhumu acılar...
Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bir zamanın teninde, ağrılı şiirler topluyorum gecelere şimdi...
Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. Ama ben üşüyorum. Yokluğun buz gibi soğuk. Yakacak bir şeyimde yok…
Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım… Ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım çağlayanlara… Bakakalıyorum ardından çaresiz…
Ah! bir el olsan dokunsan alnıma, okşasan saçlarımı bir anne şefkatiyle.. Geçerdi ağrısı başımın, geçerdi biliyorum... Bir gül olsaydın bahçemde, koklasaydım nefes nefes, çekseydim içime derin derin... Bir göz olup baksaydın gözlerime, çekip alsaydın içindeki hüznü... Ah! bir bilsen nasıl sevinirdi yüreğim, nasıl sevinirdi dudağımdaki gelincik, kapımdaki akasya...
Susuyorum artık derin derin... Ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... Oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya anlaşılmaya... Oysa ne çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, hicranımı bir tılsımla...
Yüreğim kanrevan, dikenler acımasız, ayaklarım kırık koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak...
Gel. Yüreğim ol seher gülüm, her ölümümde bana yeniden hayat ver. Elim ol, ayağım ol, canım ol... Gecem - gündüzüm ol... Ağlayan gözlerim ol her damlada yeniden doğur beni, yeniden doğur umudumu. Her öldüğümde yeniden yarat ki, seni ne kadar özlediğimi anlatayım yeryüzündeki bütün canlı cansız varlıklara, ne kadar çok sevdiğimi ...
Önce sen gel sevgilim solmadan resimler, şiirler sislenmeden... İslenmeden geceler ... Sonra ölüm gelsin...
Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi.
En acıtan ne biliyor musun dedi biri...
... hani o gidişlerin var ya... sessizce... suskun ...
... kırılan sen olduğun halde... kendisiymis gibi... hani o arkasına dahi bakmadan gidişleri...
hani senin "o an" "oracıkta" "ancak" arkasından baka kaldığın... anın durması için yalvardığın, tutup ucundan geri çevirmeye çalıştığı an varya, hani yapabilsen o merdiveni, hani yapabilsen o kapıyı, hani yapabilsen o sokağı tutup ucundan geri çevirmeye canını bile verebileceğin o an...
...o işte...en acıtanı o...
...hani o tıpkı elinden düşen en sevdiğin, en güzel "şeyin gibi"... hani o tıpkı tutamadığı gibi... hani o tıpkı tüm gidenlerde yaşadığı gibi... hani o bir ince sızı varya içe içe akan... hah işte...tam öyle incecik... yırtarak kayan... düşen kanatan... acıtan.. tutamadığın... parçalanan... tuzla buz olan... zamana savrulan... zamanda akıp giden... hani o zamanla catistigin ama zaman içinde yok olmayan herkesin inandığı o kocaman ... "zaman her şeyin ilacıdır" yalanı ... bunun bir yalan olduğunu tekrardan hatırladığın an... ve kendini kandırmaya başladığın an ... istemeye istemeye inanmaya başladığın an...
..............................................................................................................
Sana bakarken nedense hep gözlerim buğulanıyor.Öyle bir dalıyorum ki o gözlerinde...Dupduru bir su gibi gözlerin , katışıksız , saf berrak bir su gibi.
Öyle kayboluyorum ki gözlerinde bulunmayı hiç istememecesine.Öyle bir yol var ki gözlerinin kuytularında her adımda bambaşka bir ışık demetine giriyorum. İlerledikçe gözlerinin derinliklerine kayıp yaşantılarımı buluyorum.
Çocukluğum ,gençliğim ,anılarım ,yarım kalanlarım gizlenmiş gözlerine.. Yürüdükçe gözlerinin daha derinlerine eşsiz bir melodi çınlıyor kulaklarımda ve seni görüyorum uzaklarda ,çok uzaklarda ,sanki bir sis bulutu içindesin kolların açık bana bakıyorsun..Adımlarım hızlanıyor ,kalp atışlarım adımlarımı kovalıyor , koşmak istiyorum sana ,koşamıyorum . Sen sadece bakıyorsun ve gelmiyorsun!!!Birde gözlerinden okuyorum ; aslında sende seviyorsun....
Ben hergün sözlerinin seyrindeyim sevdiğim. Zaman zaman dalıp gidiyorum uzaklara ufuk noktasında bir çift göz beliriyor ... Rengi; hazan mevsimi gibi ılık bir bahar yeli esiyor yüreğime gözlerin ne kadar yakın bana ...Sen gençliğim kadar uzak olsan da! Bense kaybolmayı seviyorum hazan rengi gözlerinde.Seni bende bulduğum tek nokta gözbebeklerin ve ben sende kayboluyorum.
.................................................................................
Bir gün ararsan beni ; ya gözlerinin derinliklerine bak ya da kalbinde ıssız , kuytu bir köşeye...Ben kendimi sende bulmuşum bir gün kaybolursam eğer sakın başka yerlerde arama beni. Bil ki sende bir yerlerdeyim , bil ki senden kaçarken sana gizlenmişim...
Tanımsız bir duygu yaşarken gözlerinde , ifade edecek bir sözcük bulamazken sözcük hanemde,ve kısaca özetlemem gerekirse ;
Ben Seni Seviyorum....
Sevgilerimle...
.................................................................................
o işte...en acıtanı o...
...ama senin orda oldugunu hep bildiğin ...
...ama senin hep hissettiğin...
...ama bir dahası olmayan...
...ama zaten hiç senin olmayan...
...ama senin hep bildiğin...
...ama senin hep hissettiğin...
...ama bir daha sana geri gelmeyecek olan...
...ama buna rağmen
...gelmeyeceğini bile bile senin beklediğin...
...o işte...en acıtanı o...
... sonra o kocaman kocaman, akıp gitmek bilmeyen zaman...
... o durduramadığın an' ın karmaşası tezatlığı...
...kördüğüm oluşu...
... o "acabalarla" , "keşkelerle" dolu soruların ...
... içindeki kısır döngülerin...
... ve o an ...
... hiç bir şey yapamamanın çaresizliği...
... o işte...en acıtanı o...
...belki de sadece çaresizliğin...
...çaresizliğim...lütfen beni artık acıtma...!
Şunu unutma sen de seveceksin
Sevdiğin uğruna ölümü göze alacaksın
Uğruna her şeyini feda edeceksin
İşte o zaman seni ne çok sevdiğimi
Anlayacaksın
Dalacaksın bir köşede eski anılara
Her şeye feda ettiğimi hatırlayacaksın
Gözlerimden akan yaşları düşünecek
İşte o zaman seni ne çok sevdiğimi
Anlayacaksın
Sevdiğinden ayrılıp o başkasının olduğunda
Elini tutacak kimse bulunmayacak
Kalbinin sevmeye ihtiyacı olacak
İşte o zaman seni ne çok sevdiğimi
Anlayacaksın
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 3 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|